Hakkımda

Fotoğrafım
istanbul, kadıköy
hayatın keyfi kendi içinde saklı ..

11 Haziran 2011 Cumartesi

seçtirmeyen seçim ...

bir seçimdir gidiyor ... hayatta hergün bişeyleri seçtiğimiz yetmiyormuş gibi sözde kendimizi yönetecekleri seçecekmişiz ... ne zaman? nerde? nasıl? bu ülkede ne zaman istediğimizi seçmişiz? ben o kısmı kaçırmışım galiba ...

bir tek bu ülkede galiba birileri başa geçmesin diye zorunlu birilerine oy veriliyordur ... benim kafamda kimse olmasa da en azından benim kafamla alakası olmayan, hatta nefret ettiğim mantıkta birileri var ki allahtan gidip oy kullanıyorum .. yoksa onu da yapmıycam .. ama dedim ya mantık ters ... kendi kafamda kimse yok birilerini engelliyces ya sözde gidip içime sinmeden basıyorum birilerine ... hatta öyle düşünceler kaplıyo ki benliğimi içimden "acaba barajı geçemeyecekse x partisine mi versem diyorum ki; normalde para versen vermem" diyorum içimden ... işte Türkiye'deki siyaset anlayışı ...

hele ki ülkenin belli kısmını temsil ediyorum diye ortalarda deli danalar gibi dolaşan bir bilinçsiz adaylar topluluğu var ki kendileri bile amaçlarını bilmiyor ... eşitlik der ırkçılık yapar bir mantık güderek hareket eden bu kitle denizin ortasında 50 yıl önce japonlardan kalmış bir mayın gibi ordan oraya sürüklenir durur ki bi 50 yıl daha sürüklenir mi? bunu da malum ordan geçen her hangi bir amerikan bandıralı gemi her an belirleyebilir ...

kısacası politikacılara da yüklenmeye pek gerek yok aslında ... onlara o kırmızı hatlı telefonlardan ne iletiliyosa onu yapıyorlar ... bi ters durum mu oldu ... hemen 5000 yıllık kasetler zört diye en alakasız zamanda piyasaya çıkıyor ... hadi onu da geç ... ulen insan bünyesi bu .. ister sevişir, ister uçkurunu bağlatır ... "yok arkadaş o yapamaz ... o bizi temsil ediyor ... düzgün dursun" diyorsanız; uçkur bağlatma fiyatlarını hemen burdan sizlere iletiyim ... yok öyle yağma .. ben yaparım temsilcim yapamaz falan bana bunlarla gelmeyin ... eşşek gibi de yapar arkadaş ... o kamerayı oraya koyan zihinleri de arada bir eleştirseniz ne güzel olacak ...

bir de üslup meselesi var tabii ... başımızdakine zaten lafım yok ... adam napsın yetiştiriliş öyle ... o da "ben geliştirmem kendimi ulen ... ananı da al git beğenmiosan" diosa diycek bişey kalıyor mu ey biz onları seçen yüce (!) toplum ... ne de olsa ana avrat gitmeyi pek bir severiz di mi? ;)

yeni gelenler eskileri aratır mı? genelde öyledir ... hatta %90 öyledir de bu sefer sanırım "DENİZE düşen yılana sarılır" durumu var sanki ;) hoş adama da yılan benzetmesi yapmayalım .. çoğu gelenden daha bilinçli o kesin ... en azından devlette yetişmiş ... o çarkın neler sindirdiğini herkesten iyi bilir ... bir hareket getirdiği kesin ... bakalım ateşi çabuk sönenlerden mi olacak? bir endişe var ama o da "DENİZ"den esen rüzgardan olabilir mi acaba? malum "Hizipsiz" bir toplum kendini her an çıplak hissedebilir bazılarına göre ...

yazarlara gelince ... daha doğrusu gazetelere ... kısacası "ulen bu kadar mı şerefsizsiniz" demek istiyorum bazılarına, bazılarına da "hapishanelerde yer kalmamış kardeş ... biraz bekletiyoruz ... yoksa yerin hazır" demekten başka bişey sölersem burda bile bulurlar beni "biplerler" diye düşünmeden edemiyorum ...

ve tahminim ... akp: %42 chp: %30 mhp: %14 BDP: 32 milletvekili

kısacası üzgünüm ama anayasayı kolay (!) çıkartırsınız!

rengimi çok mu belli ettim nedir :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Powered By Blogger