Hakkımda

Fotoğrafım
istanbul, kadıköy
hayatın keyfi kendi içinde saklı ..

27 Eylül 2010 Pazartesi

kalpler ...

o kadar iyisiniz ki dayanamadı kalplar bunca doluluğa ... tazelenmesi gerekiyo ... yanınızdayız biz hep ... iyileşmenizi hızlandıracak herkes yanınızda ... çabuk iyileşmeye bakın ... daha çok boğaz keyfi yapıcaz ... anne ve babama ...

vazgeçtiklerim ...

o ... sen ... hayat ... yerine gelir mi acaba tekrar? gelmese de kendimi bulmama bu kadar yardımcı olmaktan vazgeçer mi artık? ulaşabileceği farkındalığa vardım ben ... artık gidebilir huzurla ...

23 Eylül 2010 Perşembe

anne ve babama ...

sizi o kadar çok seviyoruz ki moralinizi yüksek tutmak için her zamanki gibiyiz ... çabuk iyileşin ikiniz de ... moralinizi yüksek tutun ... düştüğü anda biz zaten hemen yanınızdayız ... sizi seviyoruz!

22 Eylül 2010 Çarşamba

kadın ...

belki de anlatımı benim için çok uzun bir kavram kadın ... hatta anlattıkça, derinlere indikçe kadın kavramını aşan da bir varoluş ama çok basitçe kısaltabilirim sanırım ... kadın ... güzellik ... kafa karıştırıcı ... anlam katıcı ... zevk verici ve alıcı ... herşeyi unutturan ... bütün benliğini sarabilen tek canlı ... özelini de tüzelini de etkileyen tek olgu ... hayatını kurduğun temelleri derinden etkileyebilecek ender varlıklardan ... gülmeyi de ağlamayı da en derinden öğrendiğin tek organizma ...

31 yıllık hayatımda en zevkli zamanları da geçirdiğim onlar, en kötü zamanları da ... beni en sevindiren de onlar, en çok üzenler de, kafamı en çok çalıştırmamı sağlayanlar da onlar, vazgeçip önüme bakmama neden olanlar da ... kadın ... hayatın çelişkiler zincirinin en başında ...

kadındır zevki tattıran da, senden tadan da ... paylaşımın en içtenleri onlarladır; bencilliğin dibine vuruşlar da ... kişilik kavgaları onlarla başlar, özeleştiriler de ... sevgiyi de ilk onlardan alırız, ilk verdiğimiz sevgi de onlaradır ... nefreti ilk onlardan öğreniriz, nefret ettirmeyi de ... bazılarımız hayatını onlar üzerine kurar, bazılarımız hayattan tamamen kopar ... kadın ... dünyanın en güzel ama en zor yaşanan şeylerinden biri ...

her zaman karşı olmuşumdur şu klişe söze "dünya onlarla da onlarsız da olmaz!" hala karşıyım ... kadın hayata renk katar ... iyisiyle de kötüsüyle de ... erkeğin algılarını açar ... az arkamdan "odun" denmemiştir eminim ki ... her algı açandan sonra gitgide yontulur bu bünye ... ta ki kül olana kadar ...

bunalıma sokarsın ey kadın adamı! ama odur adamı adam eden ... odur hayatına denge getiren ... odur kimi zaman kafasını çalıştıran ... kimi zaman da deli eden ... ey kadın! güzelliğini izlemek bile zevk verir insana ... o güzelliğin bana da renk katar çoğu zaman ... benden sana bulaşanlarla ...

kadın! varlığını seviyorum ... zorluğunu da ... ey kadın! benden öğrendiğini kullan bana ... hep gül asla surat asma! o surat bi kere düşerse bilirim eskisi gibi olmaz asla!

doyumsuzluk ...

doyumsuz olmak, olanla yetinmemek, daha çoğunu istemek, maksimumu yakalamayı arzulamak ... zor bir insanım kabul ama engel olamıyorum kendime!

21 Eylül 2010 Salı

pozitif! yoksa bencil mi?!

hep bir uç nokta sevdalısıdır insanoğlu ... seviyor mu? sevmiyor mu? güzel mi? çirkin mi? negatif mi? pozitif mi? hiç kimse aklından geçirmez bir renkler cümbüşü benliği ... "o kötü bir insan" der geçeriz ... neye göre? kime göre? bunu derken sakın "bencil ve önyargılı olmayalım" yani biz de az biraz kötüleşmeyelim :) sanki biraz kokusu, hissi, rengi o yönde gibi ... peki acaba herkesin bir gökkuşağı gibi olduğunu kaçımız aklına getiriyordur o an ... tek dediğimiz "o adam sığ biraz ...bu kadın biraz basit mi?" yine aklıma aynı sorular geldi ... "neye göre? kime göre?" :)
acaba olumlu bakmak zor mu hayata? acaba kimin hayata nasıl baktığı önemli mi bu kadar? bir his büründü içime ... yoksa ben de mi bencilleşiyorum?! :) bencillik istesek de istemesek de ölene kadar var olacak tek duygusun ... geri kalan bi gelir bi gider ... ama seni nedendir bilinmez asla götürmez ... bi sesler duydum ... yardımseverler asla bencil olmaz ... nasıl olmaz? yardım eden hangimiz o duyguyu hissedince mutlu olmadık ... kendimizi mutlu ettik işte ... al sana bencillik :) efkar dağıtırsın bencillik ve en çok sen yüklersin! kızmayın ona çünkü hepiniz de var! ;)

hayır!

hayatı yaşamayı bilmeyene ...
yaşarken nefret edene ...
nefret ederken zarar verene ...
zarar verirken keyif alana ...
keyif alırken kendini kaybedene ...
kendini kaybederken değerlerini hiçe sayana ...
değerlerini hiçe sayarken bencilleşene ...
bencilleşirken bağnazlaşana ...
bağlanlaşırken etki altına almaya çalışana ...
etki altına almaya çalışırken üretkenliğine dem vurana ...
üretkenliğine dem vururken gözlerindeki ışığı kaybedene ...

yaşamı güzelleştirmek yerine çirkinleştirene ...

hayır!

17 Eylül 2010 Cuma

yepyeni ..

her güne tazelenerek kalkmak ... bigün önceden hiçbir şeyi devretmeden, yepyeni bir güne başlamak ... normali buyken ben uzaylıymışım gibi bakarlar ya (Seviyorum insaoğlunu) ... ben de gider bir aynaya bakarım acaba çapaklarım mı gözümde kaldı hala diye ... insanoğlunun en güzel yanı bambaşka şeyler düşünmemiz ama ortak noktayı bulabilmemiz değil mi? yoksa ben yine uzaylı moduna mı geçtim?! :)

sağlık ...

sağlığın değerini bir kez daha bugünlerde ailece yakından hissediyoruz ... anneme de babama da acilen iyileşmeleri için emir verdim ... herşey halolunca boğazda bir yemek yenir! şimdiden afiyet olsun!

14 Eylül 2010 Salı

eskiden şirinmişim be!




son 1 yıl ...

ne söyleyebilirim ki ... son 1 yılda yaşadıklarımı geri kalan 30 yılda hiç yaşamadığımı söylesem sizin için bir önemi olur mu ki? en sevdiğim iki insanı aynı anda kaybettiğimi söylememin size ne yararı olur ki? hatta kaybetmekten öteye gittiğini birinin evlendiğini, diğerinin evlenmek üzere olduğunu söylersem size katacaklarım nedir ki? koskocaman bir hiç! peki neden mi yazıyorum? rahatlamak için mi? bilmem! peki kaybettiklerim çok olduğu için mi? sanmam! kaybettiğim kadar kazandıklarım da çok! kendimi öğrendim en başta, hayatın diplerini gördüm aşk açısından, yepyeni ve tatlı insanlar tanıdım bu kötü olaylar sayesinde ... ne çelişki! kaybettiklerim çok ama kazancım daha mı çok acaba? sanırım öyle! peki beni üzen nedir? çözemememin nedeni nedir? bana ağır gelen nedir? 7-8 ay atlatmaya yetmeyebilir evet ama içimdekiler nefret değil, pişmanlık değil, kızgınlık değil, üzüntü değil ... hepsinin bir karışımı sanırım ... olgunlaşmanın bedeliyse bu içimdekiler hoşuma gitti ... sanırım bir süre daha bunları içimde yaşayacağım ... sonra da yoluma bakacağım! umarım yanımda o anda ve şu an olanlar hep olurlar! o iki insana gelince ... çok farklı açılardan düşünüyorum ikisini de ama sonunda vardığım nokta hep aynı ... umarım mutlu olurlar! bütün uyuşukluğumu borçlu olduğum bu duygular da kendi yolunu çizer elbet ... sonrasıysa belli zaten! yerinde duramaz bu bünye! :)
Powered By Blogger