Hakkımda

Fotoğrafım
istanbul, kadıköy
hayatın keyfi kendi içinde saklı ..

29 Kasım 2010 Pazartesi

tükenmez ...

o içindeki var ya ... asla ama asla tükenmez ...

o içindeki var ya ... tüketmek isteyenlerle dolu etrafın ...

o içindeki var ya ... baş edilmez ... edeni yakar!

o içindeki var ya ... benliğindir ... sensindir ... asla durdurulamaz ...

o içindeki var ya ... sıcaklığındır kimi zaman ... kimi zamansa soğuk bir zalimliktir ...

o içindeki var ya ... senin hayat enerjindir ... o sensin ... kimse dokunamaz ...

o içindeki var ya ... seni bile yakar bazen ... ama asla pes etmez ...

o içindeki var ya ... sen yaşadıkça yaşayacak ... asla sen vazgeçsen de o vazgeçmiycek ...

o içindeki var ya ... kimseler engel olamayacak ... o hep dolaşıp duracak ...

o içindeki var ya ... o sensin ... fark ettiğin anda senin olacak!

O ...

o kim? içimdeki değişim neden? o mutlu ... o neşeli ... o farklı ... o, senken daha güzeldi ... sen oldun o ... neden? hayatın devam etmesini anlarım da bu kadar değişim neden? zor ... benle herşey zor ... peki o kolay mı? o neden böyle? ben neden böyleyim? yoksa gerçekten söylediği gibi miyim? güçlü ama umursamaz ... boş ama zeki ... zor ama baş edilemez! ilginç ... hayatın devam ettiğini anlıyorum ... herşeyin 180 derece dönmesini izleyerek geçti zaman ... hem hüzün hem de sevinç ... ilginç ... hem özlem hem de özgürlük hissi ... hayatın güzel yani herşeyi aynı anda içinde saklamasında! bir gün varsın öbür gün yok! işte hayat bu!

23 Kasım 2010 Salı

kurtuluş ...

hayatımın 3 yıldan biraz fazlasını kapsayan bir döneme dün noktayı koydum ... 3 yılın başından bugüne kadar düşününce, aslında ne kadar kısa ama bir o kadar da uzun süren bir period olduğunu anlıyorum ... kayıplarım, aradaki kazançlarım ve her kazançla kaybettiklerimi düşünürsem ... sanırım pek de dengeli olmasa da bayağı gel-gitleriyle acaip bir 3 yıl oldu ... bir sayfanın kapandığına uzun zamandır bu kadar sevinmemiştim ... geriye kalanlarsa cümlelerle anlatılamayacak kadar karışık ... anlatsam da kendimin bile anlayamayacağı kadar acaip ... ama her zaman söylediğim gibi ... her sonun da bir keyfi vardır ... keyifli bir geçmiş 3 yıl için hayatın her anına teşekkürler ...

17 Kasım 2010 Çarşamba

mutlu timsah ...

hayatımda ağlamakla ilgili bir sorunum oldu hep. bazen hatta ağlarmış gibi bile yaparım hala özellikle telefonda. ama fark ettim ki aslında gayet güzel ağlıyorum ama bi farkla. üzülürken değil gülerken. ne zaman krize girsem damlar gözyaşları gözümden. acaba içime attıklarım gülerek mi çıkıyor benden?

sizce içine atanlar çoğu şeyi gülünce mi ağlarlar?

o zaman sorun yok. ben çoktan boşalttım içimi.

bu ara hep gülüyorum da!

dönülmez yol ...

bazı yollar vardır ki bi kere girdiğinde geri dönemezsin çoğu zaman ... dönebilmen için yapman gerekeni bilmezsin ... kimi zaman da dönemeyeceğini bilerek o yola girersin ... sonuçları ne olursa olsun seçtiğin yolda ilerlersin ...

ama bi an sonra bakarsın ki yol yanlış ... artık çok geç der devam edersin isteksizce ... sıkarsın kendini ... tatmin olmazsın ... mutsuzlaşır hayatın ... ama yine de dönemezsin o yoldan ... öncelikle gururun sonra da dönülmezliğin verdi engeller seni yıpratır ... asla dönemeyeceğini düşünür takılır kalırsın ...

sonra bi bakarsın etrafına yalnız değilsin ... o dönülmez yolu çok seçen var ... ümitlenirsin ... onlardan güç alırsın ama bilmezsin ki herkesin yolu kendine özel ... kimse sana yardım edemez ... o yola birlikte girdiğin bile ...

diğer yola dönmeye çalışırsın ... o yol çoktan kapanmıştır ... sen başka yola gidince o da başka yola gitmiştir kendince ... ve asla izin vermez tekrar ona geri dönmene ...

dönemezsin ... çünkü o ilkel duygun hep vardır bi yerlerde ... gurur! yediremezsin kendine bazı şeyleri ve o tatmini vermeyeceğini kimi zaman bile bile kimi zaman sonradan anlayarak dönülmez yola girersin ...

tek dileğim şudur dönülmeze gidenlere ... sabretmeyi öğrenmelisiniz ... bazı şeyler göründükleri gibi değildirler ... dönülmeze giderseniz bilin ki kendinizi kaybedeceksiniz ... ve bilin ki kimse size yardım etmeyecek ... o yolu seçen de sizsiniz ... katlanması gereken de ...

ben mi? ben hep dönülmeze gittim ... ve evet asla beni tam mutlu etmedi ... gururumdan mı gittim? yoksa aptallığımdan mı bilinmez ama bana bi yararı olduğu kesin ...

nedir?

artık olgunum ... bundan sonra dönülmeze gitmeyeceğimi biliyorum ...
artık sabretmeyi ... artık sakinliği ... artık duyguların dengesini öğrendim ...

dönülmez yol ... teşekkür ederim ... beni sanırım sen biraz adam ettin!

16 Kasım 2010 Salı

saldım çayıra ...

hobaaaaaaaaa! evde yata yata çanağı büyüttücem galiba bu bayram ama tam saldım çayıra modundayım ... keyfim feci yerinde ... nolacak bu halim!

saldım çayıra ... ben kayırırım!

12 Kasım 2010 Cuma

zaaf & kalkan

zaafları çoktur insanın ama belli etmek istemez kendine de etrafına da ... benim çok büyük bir zaafım var ama istesem de belli ediyorum kendime de etrafıma da ...

çok büyük bir zaaf ... insan seviyorum ... evet zaafım çok büyük ... ne olursa olsun seviyorum insanları ...

bana kurşun sıksa da ölmüyorum ama ... kendime bir kalkan yaptım kendi ellerimle ... beni öldürmek için sıksalar da kurşunları ... ölmüyorum ... o kalkan delinse de ... kanasa da her yerim ... ölmüyorum ...

ben buldum zaafıma bir çözüm ... umarım herkes zaaflarını kabul eder ve bulur bir çözüm ... ama o çözüm asla "kaçmak" olmadığı sürece ...

hayattan kaçamazsınız unutmayın o hep takipte!

sabah güneşi ...

severim sabahın ilk aydınlığını ... bana hep umudu hatırlatır ... bana hep "ileriye bak ... hayatı yaşa ... enerjiyi yaşa ... hep gül ve gülmeyeni güldür" der o ilk ışık ... "enerjiyi al ve yay" der bana o durgun ama beklentili ışık ...

"sana söylüyorum ... kalk ve günü yaşa" der ... "yaşamazsan yaşayacak birini ben bulurum" der ... "ama hergün sana uğrıycam ... asla pes etmiycem senin ettiğin gibi ... sen de herkes gibi değerlisin" der usulca ...

ve tutar sözünü ... her sabah uğrar bana ... o yüzden her zaman perdemde ufacık da olsa bırakırım bir aralık ... gelip beni uyarsın diye sessizce ...

bazen kovarım ... gitmez ... inat eder ... "kalk yeni güne ... kalk hadi ..."

bazen o bekler uyandırmanı onu ... kalktığında yoktur bazen o ışık ... pusludur kimi zaman ... işte o an der sana ... konuşur senle ... "bugün günü sen ışıldatıcan ... hadi elini çabuk tut ... yoksa yarın da ben böyle olucam"

hayatın dengesi içinde saklı ... bir sen verirsin ona bir o sana ... bencil olup hep sen isteme ... yoksa asla alamazsın istediğini ... hayat sana der her zaman "çabala benim için ... yoksa mutlu olmaya çalışmakla geçirirsin ömrünü"

budur beni motive eden hayata karşı ... çabala ... kazan ... ve paylaş kazandıklarını hayatla ...

sabahın ilk ışıkları ... beni esir ettiniz kendinize ...
teşekkür ederim size ... esir olmak bu kadar güzel olmamıştı hiçbir zaman hiçbir yerde ...

8 Kasım 2010 Pazartesi

yavaş adımlar ...

söylenecek çok şey var ama gerek var mı? anlatsam kimse anlamaz zaten ... ben de başkası anlatsa anlamazdım! içime attıklarım bir yanardağ gibi ... sönmüş ama bekliyor ... yaptıklarım doğru muydu? tabii ki hatalar yaptım! kayıplarım? o kadar çok ki! cezamı çektim mi? en başta çekmiştim ... peki sonradan olanlar? o kısmına yorum yapamıyorum ... asla kötüyü düşünemiyorum ... içime atıp atıp duruyorum ... beni rahatsız etmesine izin veriyorum ... beni satbil yapmasına izin veriyorum ... hareketsiz kalmamı sağlamasına göz yumuyorum ... nerden başlamalı dedim kendime hep ama hiçbişey yapmadım ... ta ki geçen aya kadar! hala en baştayım ama artık yola koyuldum diyebiliyorum ... peki benim kötülüğümü isteyenlere ve kötülük yapanlara ne mi yapıcam? onu da ileride görüces! hayat ilginç! sabırlı olmak erdemlerin en büyüğü! ama çok zor! hem de düşündüğümüzden de çok!

5 Kasım 2010 Cuma

ne oldum diyceksin!

ne oldum demeden nolacağım diyemezsin ... der misin yoksa? işte böyle kafan karışır ... tebrik ediyorum ... böyle devam ... yakışan bu ... bana da ne derler ... kendin ettin kendin buldun adam! neyi buldum??? o kısmı kaçırmışım! :D

4 Kasım 2010 Perşembe

ve sen ...

ve sen korkak ... benden artık uzak durmalısın ... çünkü alacağın tek şey daha da korkmak ...

sanırım açlıktan ...

içimdeki hisle mücadelemde 10. aydayım ... kız arkadaşımın destekleri önemli tabii ama çok büyük bir mücadele veriyorum ... bu benim için önemli bir sınav ... sabır ve kendine hakim olmak ... ama birşeyi biliyorum ... benden sonra asla aynı şeyi yaşayamayacaksın ... gölgem hep orada bir yerlerde olacak ... beni insan yapansa bu 10 ayda bile hala değer bilmem ... ama artık vereceğim kişiler farklı ... hak edene veriyorum artık ... hak etmeyeni de nasıl olsa göreceğim ... bazı bağlar asla kopmaz ... ama kötü değil iyiyim ... asla mutsuzluktan mutlu olmam ... bugünümü de olan bitene borçluyum ... hayat yolumu hep kendim çizdim ... çizmeye de devam edeceğim ... ama bir farkla ... artık ne olduğumu ve bana bulaşmak isteyene de nolacağını biliyorum ... iyi veya kötü ... hayatın verdiği dersleri almak önemli ... huzursa işte asıl huzur budur!

1 Kasım 2010 Pazartesi

dişilik felsefesi

yıllardır bir şekilde hayatımda hep bir kadın olmuştur ... kadın konusunda şanslıyımdır da ne açıdan baktığınıza bağlı aslında o şans kısmı ...

çok şirin, çok tatlı, sana da yakışıyo denilen ne kızlar manyak çıkmıştır hayatımda artık ben bile sayısını şaşırdım ... ne zaman anormal gibi görünse o da feci şekilde kafa çıkmıştır bu da apayrı bi konu ... demek ki neymiş? kadınların felsefesini biliyorum dediğin anda sıçtığın andır! bir denge aramak gerekirse erkeklerin düz mantık ve çoğu zaman nato kafa olduğunu düşünürsek çok daha güven olur der geçerim! saten pislik olan hep pislik napsan adam olmaz ... onları ayrı tutuyorum!

kadınlara gelince ... denge timsali olmadıkları kesin ama gerçekten hayatın her keyifli anında onları görmek mümkün ... her zaman söylerim ... kadınlardan süper arkadaş olur ... ama ilerde sevişirseniz ona da bişey diyemem ... hormon bu ... vurdumu tam vurur kafaya! arkadaşlara bazen dikkat etmediğin olur ... kızmaya gerek yok ... sağlık açısından hormonlar önemli!

şöyle bir hayatımın 31 yılına bakıyorum da ... en güvendiklerim de en kazık yediklerim de hep kızlar ... bikaç erkek olarak nitelendirdiğimiz insanı saymazsam tabii ... peki nedir bu muhabbeti sağlayan? acaba hepsini dişi gibi görmemek mi? yoksa tam tersi dişi bilincim mi? (o ne demekse?)

hepsini geçin ... her seferinde ... seviyorum ulen ben bu kadın milletini dediğim anda olay bitmiştir ... nefret ettiğim de görülmemiştir ... nefret ettiğini söyleyene de inanmam! vardır bir kazık durumu!

kazık demişken ... ben de attım az da yemedim ilişkilerimde ... yemek de atmak da aynı tadı veriyo işin komik yanı ... yani atan da yiyen de bilsin ki değişen bişey yok! tabii adam gibi düşünebiliosanız! yoksa saten hep kendinizi haklı görür mal mal dolanırsınız!!! mal çok ... biraz farklı olmak lasım!

ben de arada mallaşmışımdır laf aramızda!
Powered By Blogger