Hakkımda

Fotoğrafım
istanbul, kadıköy
hayatın keyfi kendi içinde saklı ..

6 Aralık 2012 Perşembe

bazen ..

enerjinin düştüğü, keyif almadığınız günler olur bazen .. sebepsiz bile olabilir böyle durumlar .. pozitif olmayı asla unutmadan bir şekilde günü geçirmeye zorlanır bünye .. en ufak şeyuden enerji çıkartma peşine düşer .. bazen yanındakileri yorar, bazen enerji çıkartacağım diye günü bitirir, bazen pes eder öyle olduğu gibi oturur kalır yerinde .. insan her zaman enerjik olacak diye birşey yok .. şunu fark etmesi olur sanki .. "bu anlar da geçecek ve tekrar herşey çok güzel olacak" .. bu felsefe aslında insanda doğuştan olması gereken birşey .. hoş çoğumuzda ne yazık ki yok .. belki toplumdan kaynaklı, belki de kişinin kendisinden .. insandan bahsediyoruz .. çoğu zaman duygularına kapılıp hareket eden bir organizma .. o an nasılsanız bütün gününüzü etkileyebilir .. duygulara hakim olmak kimi zaman zorlar insanı .. mantığını devreye sokmayı unutur kimi zaman .. kimi zaman da mantığıyla hareket edip kendi kendini ikna etmeye çalışır .. ona mantıklı gelen herkese gelmelidir moduna bürünür insanoğlu .. öyle ya da böyle enerji bir kere düştümü bambaşka yönleriyle tanışır insan .. iyi midir? bazen kötüye gidebilir sonuçlar .. ancak kişinin kendini tanımasına da yardımcı olur .. farklı ruh hallerinde ne yapabildiğini keşfeder kişi .. unutmaması gereken tek şey enerji düşüklüğüne takılıp diğer günleri de karamsarlıkla boğmamaktır ..

unutmayın .. hayatın rengi kendi içinde saklı .. her zaman siyah yaşayamazsınız!

20 Kasım 2012 Salı

aynı nakarat ..

hayatımız boyunca milyonlarca olay yaşıyoruz malum .. bazen size de olmuyor mu? hatta ilerleyen yaşlarda hep demiyo muyuz? "ben bunu bir yerden hatırlyorum!" .. aynı nakarat .. insanın tekdüze yaşamasından mı kaynaklı yoksa biz insanoğlunun da potansiyeli bir yere kadar mı? biliyorum size hergün kendinizi farklı hissettirecek, kendi hergün farklı şeyler ortaya koyan insanlar illaki var da acaba nerdeler? :)

hergün bir şekilde rahat 3-4 kere bildiğim şeyleri farklı ortamlarda yaşıyorum .. yavaş yavaş sıkıcı olmaya başladı .. salla gitsin moduna döndüm dönücem .. kesin ben de yapıyorum ya neyse biri için bu dediğimi .. daha önce yaşamış bi de benden görüyor .. bi gerilik var da çözemedim .. yeni şeyler yaşayalım derken bokunu çıkarıp geriye mi dönüyoruz nedir?! o.O

çok bişey istemiyorum ya ... ben birine hergün farklı şeyler yaşatıyım o da bana yaşatsın .. mümkünse bu kişi de enerjik ve güleryüzlü olsun arkadaş .. sevgilim olmayacak ya sadece eğlenices, takılıcas, muhabbet sohbet edicez ya!

hadi insanlık daha ölmedin!

unutmayın ... neydi? hayatın keyfi kendi içinde saklı!

14 Kasım 2012 Çarşamba

geçip gidenler hakkında ..

hepimizin hayatına farklı insanlar, olaylar, kavramlar girer zaman içinde .. bazıları kalıcıdır .. bazılarıysa iz bile bırakmadan geçip gider .. ama konu geçip giden iz bırakanlara gelince, geçip gittiğini bile anlamayız kimi zaman .. hala orda sanarız .. kendimize gelmemiz zaman alır .. gelsek bile bazı noktaları asla unutamayız .. kimimize her hatırladığında acı .. kimimize güzel bir gülümseme .. kimimize alınan dersleri hatırlatır .. ama illaki birşeyler hatırlatır .. ben severim böyle durumları .. geçmişi arada yad etmek hoşuma gider .. çoğu kişiye gitmese de ..

ne demiştim bi de girip hayata iz bırakmadan gidenler vardır .. insanlar .. olaylar .. kavramlar .. işte o an zevk veren .. aslında anı yaşatan durumlar .. bunlar bazen en eğlenceli şeyler gibi görünür ama arkanıza dönüp baktığınızda hatırlamazsınız bile .. bu durumları çok yaşarız .. dediğim gibi hatırlamadığımız için farkında bile değilizdir .. sıradandır .. sadece anlıktır .. nerdeyse hayatın her anı böyledir .. güzel yanı mı dersiniz yoksa düşündürücü yanı mı? asla iz bırakmazlar :) bence iyidir .. herşeyi hatırlamak ve kafaya takmak insanı yorar arkadaş ..

bi de iz bırakacağını düşündüğünüz iz bırakmayanlar var .. buna ne demeli .. şaşırtır böyle durumlar .. o kadar önemsersiniz bitince bir bakarsınız hiçbirşey kalmamış .. ilginç durumlar .. eğlenceli de .. hoş bazen kalsa ağzınızda bir tat fena olmaz .. güzel şeyleri anmak keyiflidir .. mümkün olduğunca her tadın keyfini çıkarmalı insan .. çıkarmalısınız ..

anılar .. her zaman iyi yönü olan .. ders alınan .. asla kafaya takılmaması gerekilen keyif zamanları ..

asla unutmayın .. hayatın içi yine ve hep kendi içinde saklı ..!!!

5 Kasım 2012 Pazartesi

keyifli günler ..

bu aralar bazı şeyler tam olmasa da, hatta hiç olmasa da acaip keyifliyim .. hoş genelde zaten bir türlü beceremediğim için asık suratlı olmayı değişen birşey yok da bu seferki keyifi tarif de etmek zor .. daha değişik bir durum .. sebebi de yok .. yani genel bir keyif .. düşündüm de birkaç sebep olabilir ama yani etken o diil .. bünye keyifli olmak istiyor anlaşılan .. ama tabii yapmak istediklerimi, ertelediklerimi yapmam gerekiyor hala o ayrı .. harekete hala tam geçemediğim konular var .. bir an önce geçmeliyim demekten ben yoruldum .. harekete geçsem daha az yorulurum .. sanırım bu pozitif enerjiyi artık doğru kanallara yönlendirmeliyim .. eksikliklerimden biri de bu .. enerji var .. yönlendirecek yer çok .. organize etmek gerekli .. ama dediğim gibi acaip keyifliyim .. umarım hep böyle devam eder .. keyifsiz olanlara da duyrulur: keyif paylaşınca artar!!! gelin hep beraber keyiflenelim .. bu ara birkaç konu için nadasta olucam ama 1-2 aya yine keyif paylaşımlarına geçerim .. bu arada da çevremdekilerle keyiflenmeye devam .. keyif asla bitmez!

unutmayın! hayatın keyfi kendi içinde saklı ..

19 Ekim 2012 Cuma

piercing ve dövme ..

tutkularımdan ikisi .. aslında bir bütün olarak düşünebiliriz .. piercing ve dövme ikiz kardeşler gibidir .. bazen ayrı gayrı kalabilirler .. dövmeyi seven piercing sevmeyebilir .. piercingi yaptıran dövdürmeyebilir ama ikisi aynı yerde yapılır mı? yapılır .. ortaya çıkaran aynı olabilir mi? olur .. o zaman kardeşlerdir arkadaş ..

neyse konu o diil .. konu benim ikisinin de tutkunu olmam .. dövme sahibi biri olarak bütün dövmesi olanların söyleyeceği bir şeyi tekrar edicem .. "bir yaptıran asla vazgeçemez .. tekrar yaptırır" .. yalan mı? harbi değil .. bende 4 tane var ve sırada gelecek 2 tane .. piercing derseniz kendi işimi yapıo olsam kesin yaptırırım ama şu an zor o iş .. ama ilerde o da kesindir ..

kadınlarda dövme ve piercinge gelince .. acaip bişey .. hele de yakışıosa sadece o kısma adapte olabilirim .. kadının çirkin olması önemsiz .. ama yanlış anlaşılır mı? anlayan anlar da ben dövmeye, piercinge bakıyorum arkadaş .. her kadına da bakacak değilim .. te allam! ama şu bi gerçek ki acaip yakışıyor çoğu kadına .. her ikisi de ..

göbekte, dudakta, kaşta piercing .. süper! bel arkası, kasıklar, boyun, ense, göbek çevresi, bacaklar .. dövme süper! kısacası ikisi de süper! ve acaip yakışıyor .. görsel paylaşıcam ama ayıp olur .. herkes ister .. ister di mi? kesin ya!

unutmayın .. hayatın keyfi kendi içinde saklı .. konuyu da kısa kestim haberiniz olsun!

3 Ekim 2012 Çarşamba

pozitif ..

insanların her zaman en zorlandığı konu olmuştur her an bir şekilde olumlu olabilmek .. kimisi çabuk enerji düşürür, kimisi direnir ama enerjisi bir düştümü asla geri kazanamaz, kimisi doğuştan enerjisizdir; hep negatife kayar aklı, kimisinin herşeyi negatiftir .. en pozitif şeyde bile negatifi arar, bulur, çıkarır ortaya, kimisi vardır hep pozitiftir asla kötüyü göremez, görmek istemez (bu da pek iyi değil .. bazen tedbiri elden bırakmamak lazım), bir de normaller vardır ki bunlar pek fazla da değillerdir .. herşeyi olduğu gibi yaşar .. iyiyse iyi kötüyse kötü, bu konuda da şekiller, cinsler, tipler türetilebilinir elbet ama her zaman suyunı çıkarmadan hareket en iyisidir .. deyatcı olmak her zaman iyi değil ..

bana gelince .. ben pozitif olup, bazen gerekli bazen gereksiz ilginç kavramları kafama takmayı severim .. ama asla gülmeyi unutmam .. bilmiyorum belki sevdiğimden, belki de doğuştan .. bazen başıma dert olsa da (ciddiyetsizlikle ve aşırı rahatlıkla suçlanmak) pek de aldırış ettiğim söylenemez .. pardon hiç aldırış etmiyorum .. hoş bazen bazı şeyleri takmak illaki gerekiyor ama işte bünye meselesi .. anlayacağınız her zaman her konunun önce pozitif yanlarını görmelisiniz ki ona göre negatifleri ile baş edebilin .. yoksa negatiften başlamak asla sizi bir yere götürmez .. inanın .. çok denenmiştir ve sonuç pek elde edilememiştir kanımca .. ben hiç denemedim ama gördüğüm bu .. negatifliğe negatiflik katmanın pek bir anlamı yok di mi?

insanlara gelince .. herşeyi kafaya takmaya yatkın bir toplumdan bahsediyoruz ama yine de kafa doluyken göbek atmayı bile unutmayız .. eğlenceye, rahata, sükseye meraklı olduğumuzdan amuda kalksak bile bazen göstermemek için bir daha amuda kalkabiliriz .. duble amut .. ilginç bir felsefe .. yani adam seni kötü görse nolur? kime neden zayıf görüneceğini düşünüyorsun? seni öyle görüp rahatsız eden, dalga geçen, seni anlamayan asıl zayıf olan da gel de anlat millete bunu .. insanoğlu bir kez güven kendine gerisi gelir .. boşver kim ne düşünüyor .. gerektiği zaman alırsın zaten alacağını tepkilerden .. salla ya!

sallamayı bilmeyen insanoğlu .. unutma .. hayatın keyfi sırlarıyla kendi içinde saklı .. çıkart o sırları .. boşver!

28 Eylül 2012 Cuma

dostluk ..

dostluk .. yazması uzun, yaşaması ise anlıktır .. o his ilginç bir his .. içinde sevgiyi de, güveni de, dertleşmeyi de, dinlemeyi de, kavga etmeyi de barındırır .. bi kere başladı mı her zaman orda bi yerlerdedir .. cinsiyet tanımaz .. çok saf ve beklenti içermez bir varoluştur .. kendiliğinden gelişir .. asla zorla olmaz .. iyi günde, kötü günde her zaman ordadır .. asla senden vazgeçmez .. işte size dostluğun çok kısa ve ince detaylı özeti ..

bana gelince .. nasıl bir dostum? bunu aslında kendime değil de beni dost bilenlere sormak lazım ama şu an için görüldüğü üzere imkansız .. ama birkaç söylemden belki çıkar .. "abi o kadar rahatlıyorum ki senle sohbet ederken bütün kafamdakiler öteleniyor ..", "olm o gülümsemen var ya o bile yetiyor", "kardeşim sen dertliyken seni dinlemek bile beni acaip motive ediyor. seviyorum ulen seni!", "Alp .. ilginç bir adamsın ama sana herşeyi rahatlıkla anlatabiliyorum. Neden böyle?", "olm birşeyi de kafaya tak .. sabahtan beri dert yanıyorum bir kere kızmadın .. ya bırak ya!" .. buna benzer söylemler benden dost olunur mu acaba kısmını bana düşündürtse de bir boklar oluyorum sanki de ne oluyorum anlamadım o.O

benim dost kavramıma gelince .. beni eleştirecek mutlaka arkadaş .. abuk bişey yapıosam söyleyecek .. iyi-kötü birşeyler mutlaka söyleyecek .. salla gitsinse mod sallayıp gidecek .. bir şekilde elim telefona gidip arıycam arkadaş .. çok sevmem malum telefon etmeyi .. aklıma gelmez insanları aramak ama sıradan bişeymiş gibi aratacak .. "naber? napıyorsun?"u dedirtecek bana .. küsecek ama hep bir şekilde iletişime geçtiğinde hava yapmayacak .. esnek olacak .. benim gibi bi adama dayanacak (nasıl bir adam sorusuna ilerleyen günlerde cevap vereceğim) .. hep pozitif olacak arkadaş .. surat assa da gülecek birşeyler hep bulacak .. enerjisiyle belli edecek kendini .. en önemlisi kim olursa olsun özletecek .. "ulen şimdi olsaydı ne içerdik" dedirtecek .. asla beni ben olduğum için yargılamayacak .. bir şekilde olmak istemese bile o an yanında olacak .. (ben yapıyorum bunu sanırım .. belki de ender iyi huylarımdan (!)) ..

kısaca .. dost dediğin hep orda bi yerde olacak ..

unutmayın .. hayatın keyfi burda bile yine içinde saklı ..

26 Eylül 2012 Çarşamba

rahatlama ..






kafasal devrim ..

devrim kelimesi hep hoşuma gitmiştir .. bana hep Atatürk'ü hatırlatır ki bana Atatürk'ü hatırlatmayan modern bir kavram neredeyse hiç yok .. insanın kendi içindeki devrime gelirsek olay çok daha farklı boyutlara ayrıştırılabilinir .. karakter devrimi, yaşayış devrimi, karşı cinse bakış devrimi, hayata bakışsal devrim, vs .. konu kişinin kendi içinde yaptığı devrime uyum sağlama sürecidir .. devrim kelimesi "yenilenme", "modernleşme", "farklılık yaratma" gibi kavramları içine alsa da kişinin uyum sağlaması asıl "devrim"dir kanımca .. yoksa herşey lafta sözde kalır .. kaldırmamaksa kişinin kendi elindedir ..

devrimlerin en genel çaplısıysa "kafasal devrim"dir .. herşeye bakış açımızı bir şekilde değiştirmemiz kavramı üzerine kuruludur .. büyük fedakarlıklar ve sıkıntılar içerebileceği gibi keyifli değişimleri de içerir .. ikisini dengelemek ise en dikkat çekici taraftır .. denge her zaman önemlidir .. ama dengesiz olunursa da zarar görmeden atlatılabilinir .. yeter ki pozitif olunsun ..

kafasal devrim .. kişinin geliştiğini gösteren en belirgin hareketlerden biri .. her devrim sancılarıyla olur ama sonunda mutlaka gelişime açıktır .. ama geriye gidişe sebep olursa onu da engellemek gerekli .. asla geriye gitmemeli insan .. asla geçmişiyle yaşamamalı hep önüne bakmalı .. kim ne derse desin kendi değişimini kendi yapmalı .. asla başkasına bırakmamalı ..

hayatın güzel yanı değişikliklere hazır olmaktır .. hazır değilsen hayatla sorunun vardır .. devrim kavramı insanın her zaman kafasında bir yerde olmalıdır .. yoksa asla ilerleyemez, sabit fikirleriyle kalır, zamanla içinde de yok olur gider insanoğlu .. o yüzden hep yeniliklere, değişimlere açık olmalı insan .. asla ilerlemeyi durdurmamalı .. asla devrimden vazgeçmemeli .. devrimin içindekileri özümsemeli .. devrime devrimler katmalı .. hem kendini hem çevresini hem de hayatı dahil etmeli devrime ..

asla unutmayın .. kendini yenileyen insanlar hep mutludur .. hep tatminlidir .. sabit kalanlarsa belli zevkler ile yetinir ..

olay şunu unutmamak: hayatın keyfi yine ve yine kendi içinde saklı ..

silkinme günü .. vazgeçme!

tarih yazmaya gerek yok sanırım .. bugün silkinme ve harekete geçme günü .. bu aralar sadece söylemlerimde kalan harekete geçme bugün itibariyle aktif hala tam olarak geçiyor .. şu anda bulunduğum ortamlarda sakinliğimi koruyup idare etme moduna geçiyorum .. sonrasında ise planlı bir şekilde asıl yapmam gerekenleri yapmaya başlıyorum .. bazen silkinmek gerekir .. hayat durağana, tek düzeye veya istemediğimiz bir yola doğru meyil aldığında .. işte o gün bugün .. tarihi benim yerime sen not alıosun zaten sayfa .. ayrıca not etmeye gerek yok ..

insan her zaman kendi istekleri doğrultusunda ilerlemeli .. riskleri göze almalı ve yola çıkmalı .. o riskler ki doğru yola yönlendirecek .. o sekteler ki birşeyleri öğretecek .. asla asla bildiğinden şaşmamalı insan .. ders almalı ama şaşmamalı .. insan içinden geçenleri yaptığı sürece mutludur .. insan içinden geçenleri yaptığı sürece olumlu ve üreticidir .. insan içinden geçenleri yaptığı sürece hep neşeli ve mutludur .. asla ama asla kimseyi dinlemeyin .. hep içinizden geçenleri yapın .. bazı zorluklar için duraksasanız da, bazen birşeyleri kısa süreli erteleseniz de asla isteklerinizden vazgeçmeyin .. isteklerdir insanı mutlu eden .. isteklerdir kafaları çalıştıran .. asla vazgeçmeyin ..

işte bugün bunları yapmak için doğru gün .. ben kendi adıma başlıyorum .. belki beni destekleyici gelişmeler olur diye de beklemiyorum ama olursa şeker gibi de olur .. olmazsa da kendim oldururum .. asla kendinize güvenmekten vazgeçmeyin .. en önemlisi güvendir .. kendine güven .. fikrine güven .. yaptıklarının arkasında ol .. asla mutsuz olmazsın .. eğer kendi istediklerinse yaptıkların .. bazen kötü olabilir sonuçlar ama asla pes etme .. silkelen yeni baştan başla .. vazgeçmek kimseye yakışmaz ..

unutma .. hayatın keyfi kendi içinde saklı ..

sakın vazgeçme!

25 Eylül 2012 Salı

insan tanımak ..

insan tanımak güzel bir kavram ama kendi özel hayatında ayrı, iş hayatında apayrı bir kavram olarak değerlendirilmesi gerekilebilinir kimi zaman .. eğer yönetici isen çok daha dikkatli olmalısın .. ama herkes yönetici olamaz .. bu da ayrı konu ..

bazı yöneticiler, kişiyi tanımadan, geçmişine bakmadan, önyargılarıyla hareket edip o kişinin tüm düşüncelerini alt üst eden saçma veya tutarsız kararlar verebilmekteler .. dediğim gibi herkes yönetici olamaz .. kısa vadede iyi gördükleri şeyler uzun vadede sonları olabilir .. günü kurtarmak asla işe yaramaz .. ancak kendini kandırma ve kötü sonu ileriye atmaktan öteye geçmez ..

bunun da haricinde en önemli konu kişiyi gerçekten tanımak ve geçmişini de işin içine dahil ederek kişiden verimi sağlayabilmektir .. bunu yapabilen kişi gerçek yönetici, geri kalanı da üzgünüm ama fasa fisodur ..

hele ki profesyonel ortamda değil tam tersi amatör bir ortamda ise (bir yerlere tırmanarak gelmedi ise) o zaman ne yazık ki herşeyi tepe taklak edebilir .. bugün veya yarın illaki patlama olacak ama Türk insanı ne yazık ki son an insanıyız .. anlamamız biraz geç oluyor .. normal karşılıyorum artık .. hayat zor çoğu insana .. ama farkında değiller .. o ayrı ..

asla insanların dediklerini kale almayın .. hele ki kendi napacağını naptığını bilmeyen insanların .. uyanık olduğunu sananların .. kısa vade düşünüp göz boyayanların .. herkesi eleştirip kendisine asla dönüp bakmayanların .. kafası asla çalışmayanların .. çok konuşup az iş yapanların .. kurnazların .. arkadan konuşanların .. kötü kalpli olanların .. kısacası size uymayanların .. asla kale almayın .. alıosanız sizde bir sıkıntı var demektir ..

unutmayın hayatın keyfi kendi içinde saklı ..

kararlar ..

hepimizin hayatın akışı içinde vermesi gereken kararlar vardır .. bazıları gelişine verilir hayatın, bazıları planlı programlı, bazıları zorunlu, bazıları da birşeyler artık sıkıyorsa, en önemlisi tatmin vermiyorsa artık o akış .. önemli olan kararı verdikten sonra iyi yola girmek için biraz uğraşmaktır .. uğraş konusunda biraz sıkıntılıdır insan yapısı ama gerçekten isterse ve zevk alarak üstüne giderse verdiği kararın sonucu inanın güzel olur .. kötü olsa bile üzülmez .. zevk alarak bireyleri yapmak bile hormonları çalıştırır malum ..

bu aralar bazı kararları verme aşamasında bir bünye olarak bu sürecin keyfini çıkartmaya çalışırken, vazgeçtiğim şeylerin de verdiği sıkıntıyı nötralize etmekle uğraşıyorum .. harbi sıkıldım .. üstüne bir de insanların keyif dolu (!) konuşmalarını bir şekilde kulak algılayınca "bitse de gitsek" modumun dozajı artıyor arkadaş .. bazı şeylerden vazgeçtim bile .. geriye benim verdiğim kararları hızlı bir şekilde daha da aktive etmek .. aktive etme kısmı önemli .. çünkü bir kere aktive olduğu an arkana bakmadan yol alırsın .. alamıyor musun? demek ki daha vazgeçemediğin birşeyler hatta veremediğin kararlar vardır ki o zaman biraz daha oturup düşünmek lazım ..

unutma insanoğlu! hayat senin keyfini şekillendirmenle alakalı tatmin verir .. zorla birşeyleri yaptığın sürece asla mutlu olamazsın .. sadece kandırırsın kendini .. o yüzden uyan ve harekete geç .. seni sıkan şeylerden kurtul .. zevk verenlerine geç .. yoksa hayat öyle senin düşündüğün gibi asırlar boyu devam etmiyor .. ve asla unutma zevk veren şeyler yaratıcılığını da arttırır .. sen dahil herkese keyif verir .. bundan güzel birşey var mı? tabi ki var .. asla gülmeyi ve mutlu olmayı unutmamak .. bazen enerji düşer ama her zaman ordadır .. asla ama asla UNUTMA!

hey! hayatın keyfi kendi içinde saklı ..!

11 Eylül 2012 Salı

değişiklik ..

hayatın her döneminde bazı şeylerden vazgeçer yeni şeylere yöneliriz .. bu bazen belli etmeden kendini olur; bazense köklü değişikliklerle tüm hayata bakışımızı ve felsefemizi değiştiririz .. böyle durumların ne zaman olacağı bazen tahmin edilemez ama genelde önceden belirtilerini verir .. çoğunluklaysa planlı, programlı ve sonuç odaklı yaparız bu değişiklikleri .. amacımız keyfimizi arttırmak, yaşam kalitemizi yükseltmek, bazen de komple değiştirmektir ..

değişime nasıl baktığımız her zaman keyifli konulardan biri olmuştur .. olaya negatif yanaşırsanız hep patlarsınız en başta .. bazen alışmak gerekebilir doğru ama asla negatif yanaşılmamalıdır olaya .. negatiflik kimseye hiçbir zaman hiçbirşey kazandırmaz .. hele ki her an eleştirel bir negatifseniz yaşamayın daha iyi ..
pozitifliğin de bokunu çıkartmamalıyız ama asla .. tedbirli olmalıyız her zaman .. değişime kısa sürede uyum sağlamak elimizde ama hep olumlu bakmalı .. yoksa asla uyumlu olamayız .. hep yadırgarız iyi olanı da ..

hayatım boyunca paso birşeyleri değiştirdim .. (örnek kız arkadaş - inanın en pozitif bakılması gerekilen kavram) .. asla negatif düşünmedim .. kaybettiğim şeyler için değerlerinden dolayı üzüldüm ama asla saplanıp kalmadım o duyguya .. her zaman olayın iyi bir yanını bulmak için uğraştım .. tabi ki her zaman pozitif olamaz insan ama kendini kısa sürede toparlamayı bilmeli .. enerjik olmak hayatın en güzel kavramlarından biri .. güleryüzlü olmayı da yanına eklersek süper bir bütünlük olur sanki .. ama her an olamıyor .. haklısınız .. olmasını sağlamak da elimiz de onu da ben söyliyim de ..

değişim her zaman olumlu olmayabilir ama olumsuzdan bile olumlu birşeyler çıkartmak insanın işi .. boşuna kafamızın içine kıvrımlı organı koymadılar .. biraz çalıştırmak lazım sanki ..

asla unutmayın .. hayatın keyfi yine ve her zaman kendi içinde saklı .. yaşamasını bilene!

10 Eylül 2012 Pazartesi

pentagram - now and nevermore

Light my shadowing skin
Bright my way out of sin
Mind wallow in clay
In cage made up of veins
Whirling into grace
Searching my source
Dancing through the space
With higher inner force
Heading for the blast
Shine in my core
No future and no past
Now and nevermore
Night my oldest friend
We came to an end
Not in the chase at glacial pace
Open my arms to final embrace







7 Eylül 2012 Cuma

kendinle barışık olma ..

çoğumuzun kendinden nefret ettiği, sıkıldığı, küfrettiği, ezik hissettiği, hatta kendini aşağıladığı, hor gördüğü, duvardan duvara vurduğu zamanlar olmuştur .. (düşündüm de benim pek olmamış! artist!!!) aslında hiç olmaması gereken bir durum olduğunu açıklamama gerek yok ama bnirkaç birşey söylemek geldi içimden ..

mesela .. kendisine saygısı olmayan bir insanın asla başkalarına saygısı olmasını beklemeyin .. saygısı varsa başkasına o insan pek normal değildir anlayacağınız .. biraz eziklik var ne yazık ki ve ne deseniz adam da olmaz .. ancak kendi uyanacak birşeylere de öyle adam olma ihtimali olabilir ..

hata yapmayan insan yoktur .. ben yapmam diyen bunu söylerken zaten yapıyordur .. önemli olan hatalardan ders çıkartmaktır; hayata küsmek değil .. bazılarımız bu küsmeyi abartıp tüm hayatımızı zehir etmemizle meşhuruzdur .. hele ki biraz takıntılıysak bittik yani .. yeme de yanında yat .. hem kendi hayatımızı, hem de çevremizdeki çoğu bize benzeyen insanın hayatı dibe vurabilir sayemizde .. çözüm .. soğuk bir duş, temiz bir uyku, pozitif düşüncelerle uyanmak .. başka da çözümü yok benden söylemesi .. hayata pozitif bakmayı öğrenicez .. başka yolu yok .. yoksa çok sıkıcı oluyoruz .. oluyorsunız arkadaş .. (ben değilim böyle! artist!!!)

en ufak şeyden bambaşka anlamlar çıkarmaya yönelik yapılar vardır çevremizde .. benim var açıkçası .. a konusuna bozulurken yanına b, c, d'yi de eklemeyi sever böyle tipler .. bazıları z'ye kadar ulaşabilme yeteneğine de sahiptir .. (şaka değil!) anlamazsınız ne demek ister? ne söyler? neden üzülür? neye bozulur? neye sinirlenir? bu insanların yapması gereken, dışarı çıkıp uzun bir yürüyüş yapmak, üstüne de buz gibi iki bira çakmak .. bakın nasıl kendinize geliyorsunuz!

bir de kendiyle acaip barışık insanlar vardır .. bu insanlarla zaman o kadar çabuk geçer ki "bi daha .. bi daha" diye haykırırsınız içinizden .. (bazen dışınızdan ;)) bu insanlar yaşam fışkırır .. hayat doludur .. yüzleri değil sadece bütün vücutları güler .. hayata renk, size fark etmemelerine rağmen kendileri enerji katarlar .. tabi ki bu insanlar da üzülür, kızar ama asla takılıp kalmazlar .. hayat devam ediyordur onlar için hep .. daha yapacak çok şey vardır .. böyle olmak genelde doğuştandır veya zamanla kazanılabilinir ama kazanmak için rahat olmak gerekir .. kasarak böyle olunmaz .. doğal akışta olunur .. bu insanlar keyif fışkırır .. size bile fışkırtır ..

daha pekçok şey söylenebilir bu konuda ama tek akılda kalması gereken her zamanki gibi "hayatın keyfi içinde saklı .."

yaşamayı sevin .. asla ama asla pes etmeyin .. kafaya değil çoğu şeyi poponuza takın ki çıkıp gidişi kolay olsun!

5 Eylül 2012 Çarşamba

içki kültürü ..

herkeste az çok olan, keyifli yapınca zevk veren, dertliyken asla işe yaramayan, muhabbeti doruk noktalara çıkartan, eğlenceye renk katan, özel anların eksik olmayan bir parçacı .. içki .. iyisiyle kötüsüyle hayatın içinde olması gereken ve gerçek anlamda kültür gerektiren bir kavram .. (az çok bende de vardır o kültür .. artistim!)

içkiyle tanışmam beni tanıyanlar için bilindik bir hikayedir .. ama kısaca aile mesleği desem yeterli olur sanırım .. dededen babaya geçen bir şarap kültürüyle başlar; hayatımın sonuna kadar da zevkle bir parçam olacak kültür mirası ..

öncelikle şaraptan çok anlamam ama kendimce bir fikrim var diyip şarap kısmını kısa kesmek en iyisi yoksa şarapçı oğlu muyum yoksa düşmanı mıyım şarabın birbirine karışabilir .. ama şunu hiç atlamadan söyliyim .. çok yaşamadım ama şarapçılık harbiden iyi bir meslek, hatta yaşam biçimi .. bazen italya'da, ispanya'da veya california'da doğsam fena olmazdı derim içimden .. uçsuz bucaksız bağlar ve eski tarz bir ev hiç fena olmazdı .. tam keyif adamı işte ..

bunun dışında kronolojik olarak içkiyle bağlantımı özetliyim ..

ilk şarapla başladım .. evet .. zaten zorunlu .. ayıp ya! aile mirası ama o macera kısa sürdü .. neden? üzümü bile hala zor yiyorum belki bundan olabilir .. kısacası bana pek uymadı ama hala "buzbağ" içerim .. "papazkarası üzümü"ne bayılırım .. "öküzgözü, boğazkere, kalecikkarası" denince antenlerim oynamaya başlar .. bunlar ayrı konular .. derine girmeyelim :)

sonra klasik bira dönemi ki o bir başlarsa asla bitmez .. bir bardak buz gibi biranın hazzını ancak seks verebilir açık açık söylüyorum .. bazen kadının yerini bile alabilir .. dırdır yapmaz en basitinden ..

üniversite yıllarımı votkaya vermişliğim doğrudur .. ta ki babamın "çocuğun olmaz olm" demesine kadar .. o dönemler düşününce ve Rusların halini görünce doğru bir tesğit kanımca ..

votkalı dönemlerimde yaptığım balyozlu gecelerimi unutmadan geçemiycem (votka-cin-likör karışımı) .. benim dışımda da unutmayan bir dolu insan var o da kesin .. hala gülerek anlatırız o günleri ki kalıcı izleri de vücudumuzda mevcuttur .. ölene kadar da bizimle gelecek ..

ve final tabi ki rakı .. asla vazgeçilemez şey .. muhabbeti, dostluğu, yemesi-içmesi, eğlenmesi, keyfi bambaşka rakı .. "rakı seven kadın candır!" mantığını aşılaması için bile denenmesi gerekli bir keyif aracı .. efkarlıyken rahatlatan, keyifliyken keyfini paylaştıran, muhabbetin dibine vurduran, yemek tadımını güçlendiren yegane alkol .. sevmeyeni de var işin ilginci ama açık açık söyliyim çocukken kokusundan kaçmışlığım vardır .. şimdiyse evimde herşey biter ama asla rakı bitmez felsefesini yerleştiren, kendi kişiliği olan alkollerin en karakterlisi ..

keyif adamı seçimini yaptı .. alkol mutlaka az veya çok bir yerlerde olmalı .. keyiflerden vazgeçilmez .. ancak sonuna kadar sömürürcesine kullanılır ..

hepinize yarasın!

eleştiri ..

tüm insanların karşısındakine bol bol uyguladığı bir yaşam tarzı desem yeridir .. o kadar ki bazı insanlar sadece eleştirmek, laf sokmak ve bundan tatmin olmak üzerine oldukça basit, dar ve ilginç bir hayat felsefesi benimserler .. o kadar ki tatmin olma duyularını sadece başkalarıyla uğraşmak, kötülemek, yerden yere vurmak üzerine kurarlar ki ne yediklerinden, ne içtiklerinden, ne de hayatın diğer zevklerinden mahrumdurlar .. mahrumiyet ne kelime sorsanız onlar ne diye, biraz düşünüp suratınıza aval aval baktıktan sonra "ya bi ara yapıyordum ben de galiba" diyebiliteleri yüksektir.

neyse bu işin cılk kısmı .. asıl olan gerçekten eleştirmeyi  seven bir canlı türüyüz ama nedense sadece karşımızdakini, kendimize gelince toz kondurmayız .. konduranı sevmeyiz .. konduranı seveni bile sevmediğimiz olmuştur .. bazen neden yaşıyoruzu sorgulamadığım olmuyor değil açıkçası .. bu nasıl bir saykoluktur?

eleştri yapıcıysa ve sonunda çözüm veya doğru yol gösteriyor; ayrıca karşındakini kırmıyorsa işte bu insan olayın profesyonelidir ki böyle tipleri bulmak okyanusun dibinden ufak bir taş çıkartmakla aynı zorluk derecesine sahip olabilir kimi zaman ..

yapıcı eleştiri nedir? yapıcı eleştiri yapılmayanı yaptıran, yanlış yapılanı düzelten, hiç yapılmayanı yaptıran, yapılırken daha da güzel sonuçların alınmasını sağlayan, kırıcı olmayan, hatta bazen fark edilmeyen ama bir kulaktan girip içerde yer eden eleştiri türüdür .. böyle eleştirileri başımızın üstünde dolaştırmamız gerekirken biz insanoğlu napıyoruz? bilin bakalım napıyoruz? bu kadar üretici ve iyi niyetli olan eleştiriyi yerden yere vurup, yapanı da bir o kadar yerin dibine geçiriyoruz .. arada hatasını anlayıp toparlamaya çalışanlar olsa da daha da beterini yapıp bir de o güzel eleştiri sahibini kötülüyoruz .. sonuç .. gerizekalı olmamıza 1 adım kalmış olma ihtimali yüksektir ..

kırıcı eleştiri nedir? sadece laf olsun diye atıp tutarak, hiçbir üretici yanı olmadan sadece laf sokmak için yapılan eleştiri türüdür .. daha da uzatırdım açıklamayı ama karamsarlık sevmem ben .. yoksa kitap yazılır bu konuda .. ne yazık ki hepimizin ağırlıkla yaptığı eleştiri türü (ben de yapıyorum!) .. peki sebebi nedir? genel kavram altta kalmama duygusu, bazılarında gurur (ki ben bu kavrama inanmam .. çok aptalca), bencillik, vs vs .. yani kısaca kişinin kendi içinde geliştirdiği ego-centric tavırlar .. gerek var mı? hiçbir zaman yok .. arada var bile denemez .. peki neden böyle oluyor? çünkü hepimiz birbirimizden farklıyız ve birbirimizi anlamak zorumuza gittiği için, kendimizi ortaya koyup kısadan kesip atıyoruz .. sonuç .. insan kırma, kaybetme ve daha da ilerisi düşman yaratma .. gerek var mı? yok ama kolay eleştiri türü olduğu için herkes yapıyor arkadaş .. yapmayan yok .. düzelmenin yolu ne? ilk başta susmayı öğrenmek, daha sonra dinlemeyi öğrenmek, en sonda da kafayı çalıştırmayı öğrenmek .. işte en zor kısım o zaten .. kafa çalıştırmak .. o bile zorumuza gidiyor .. bu nasıl bir canlı türüdür?

bir önemli nokta da eleştirirken ki bu bazen yapıcı eleştiride de oluyor kelime seçimlerindeki özendir .. öküz gibi konuya girip yapıcıyım diye çıkamazsınız kardeşim .. (bu konuda kendime de kızıyorum!) kalp kırıcı olmak kolay, kalbi iyileştirmek zordur .. insanların geneli yapılanları unutmaz .. bir kısmı da kincidir .. asla unutmayın bunu .. o yüzden kelimeler doğru seçilmeli .. bazen seçseniz bile karşı tarafın size bakış açısından dolayı napsanız yaranamazsınız ama siz yine de kelime seçimlerine dikkat edin! bencil olmayın ulen! ben de! ;)

unutmayın .. hayatın keyfi içinde saklı .. onu ortaya çıkartmak sizin elinizde!

4 Eylül 2012 Salı

kafaya takar gibi olup takamama durumları ...

insanoğlu kafası çalışan (!) bir canlı olduğu için beyninin içinde bir dolu fikir, düşünce, sevinç, üzüntü, vb .. şeyler taşıyabilme potansiyeline sahiptir malum .. fakat bazıları kafaya çok takma, bazıları hiç takmamalarıyla bir farklı gözükürler diğer insanların gözüne .. bugünki konu da bu olsun bakalım neler çıkacak içinden ..

kendimi ele alıyım mı diye düşündüm vazgeçtim .. 3 cümle sonra konu tıkanacak .. çok şeylere takması gerekirken takmayan, takılmaması gereken şeylerle de inadına uğraşan bir insan olduğum için bu konu biraz ben de derinlemesine irdelenmesi gerekilen bir konu gibi duruyor .. belki de durmuyor ya salla!

genele bakarsak, bazı insanların ota boka kafaya takma huyları beni hep eğlendirmiş, bazen de açık açık düşündürmüştür nasıl beceriyorlar diye .. hatta daha da ileri gidip "ulan ben neden rahatsız bir tip olamıyorum?" demişliğim de vardır da hatadan hep erken dönerim ..

diğer tarafa bakarsak da böyle tam "çiçek çocuk modu"nda insanlar görürüz ki hep çiçek çocukları rahat biliriz ki büyük yalan .. adamların derdi Dünyevi sıkıntılardan uzaklaşıp, düzeni eleştirmek arkadaş .. o zaman nasıl rahat olacaklar? rahatsız oldukları için eleştiriyorlar düzeni yaw ..

neyse konu sapıtmasın .. hiç sapıtmaz ya!

kafaya çok takmak kimseye birşey katmaz .. bunu biliyoruz .. ama hiç sallamamak da pek normal gözükmedi bir an gözüme ki tercihim bu taraftan yana .. yani ben normal değilim .. bu mudur? hoş herkes bir anormalliğimi buluyor o yüzden salla! (takamıyorum hocaaa!!!)

takanı da seviyorum, hiç takmayanı da .. her ikisi de bambaşka yapılar .. önemli olan her birinden keyif alabilmek .. eleştirmek kolay, yaşamak zordur insanları .. denemesi bedava arkadaş .. zorlanmanın anlamı ne? bazen insanları olduğu gibi yaşamalı her bünye .. keyif böyle çıkar .. yok illa ki eleştireceksen arkadaşım kendinden başla salla diğerlerini .. emin ol acaip rahatlayacaksın .. millete laf söylemeyeceksin .. barışık olacaksın herşeyle .. unutma hayat eğlenerek ve birlikte güzel .. küstürerek ve yalnız kalarak değil .. yalnızlık iyidir bazen ama her zaman değil ..

hayatın tadı kendi içinde saklı!

3 Eylül 2012 Pazartesi

haklılık payı ..

rahatıma düşkünüm kaç kere demişimdir .. insanlara dokunduğunu da paso söylemişimdir .. şimdi birşey itiraf edicem ama alehime kullananı vururum .. evet haklılar .. aşırı keyfe düşkünlük cok bencilce ve rahatsızlık verici .. kabul ediyorum ama kabul etmediğim birşey yine de var bana rahatsız olduğunu belirtirken kisinin beni hiç dinlememesi .. anlıyorum bazı seyler rahatsızlık verebilir ama açıklama yaptığımda bile dinlemiyorsa karşımdaki bana kızmaya hakkı varken ben dinlememeye basliyorum .. sonra ben dinlemiyorum diye bir de azar isitiyorum .. hoş bu herkesin basına geliyor ama benim nerdeyse her gün basımda .. ama sunu da biliyorum ki yanlış benden başlıyor .. yanlış kelimesi ters oldu sanki, hmmmm iletişimsizlik diyelim .. sanırım biraz kendimi dinleme vaktim geldi .. bünyeyi nadasa bırakmak bazen iyidir .. göremediğin seyleri görmeni saglar .. evet bu ara 1-2 gün yapmalıyım bunu .. yoksa bencillesmeye doğru kayar bu bünye ..

hala ozelestiri konusunda eksiklerim var tamam kabul ama öğrenicem soz :)

31 Ağustos 2012 Cuma

üzenler .. üzülenler .. üzüntüyü yenmek hakkında ..

insan öyle bir mekanizmaki hata yapmadan yaşayamaz .. veya nasıl desem karşısındakine ters gelen birşey yapmadan yaşayamaz .. normal olan da bu zaten .. hepimiz birbirimizden farklıyız .. kimse ama kimse aynı değil .. %99'a kadar tuttuğu görülmüştür ama asla %100 olmaz .. bu bağlamdadır aşağıdaki notlarım ..

evet ben de "hatasız kul olmaz uleeeennn!!! rakımı getirin" kültüründen gelen bir insanım .. çok üzmüşlüğüm, çok üzülmüşlüğüm, grup üzüntülerim, kendi kendime üzüntülerim, kısacası her türlü üzüntüm olmuştur .. ama üzüntülerin en kötüsü başka birini üzdüğün için üzülmektir. İlk başta asla anlamazsın üzdüğünü çünkü naptığının farkında değilsindir .. zamanla (iş işten geçebilir) üzüntünün senden kaynaklı olduğunu ve pek de keyifli birşey olmadığını görürsün .. kendince düzeltmeye çalışırsın ya daha da beter olur ya da anlaşılmaz veya dengesiz olursun (malum düzelteceksin ya! kendin olmaktan çıktığın çok olur .. olur yani işte! sormayın detay!) .. ama amaç genelde hep iyidir .. bazen gıcıklığına uzatıp daha da üzdüğün olmuştur .. ama inanın kötülükten değil kıllıktandır o .. karşı tarafın bişeyi de dokunmuş olabilir .. (Türküz ya karşı tarafa da bok atmazsak olmaz) .. kısacası üzüntü var arkadaş her bir zaman kaçış yok ..

beni tek düşündüren gerçekten bilerek, isteyerek, özellikle karşı tarafı üzdüğümüzü düşünmeleridir .. yok böyle birşey .. şeytanla aşna vişne değilim .. tamam tanrıyla da aram yok ama şeytan da değilim .. çoğu üzme eylemi bilinçsizdir arkadaşlar .. neymiş? BİLİNÇSİZ! bilinçlenip devam edersen işte ona küfür içerikli birçok kelime uydurulabilinir (Sayıyım mı?) ..

hatanın neresinden dönersen kar mıdır? genelde öyle gözükse de o üzüntü asla iyileşmez .. iyileşir gibi olur ama benzer bir olayda, harekette, tavırda sivilcenin patlaması gereken ucu gibi zort çıkar yine .. peki napmalı?

ÇÖZÜM: her zaman birbirini dinlemeli, dokunduğunu düşündüğünde karşı tarafa bazen susmasını bilmeli, açıksözlü olmalı, asla birşeyler saklanmamalı ve en önemlisi hep pozitif yaklaşmalı hayata .. POZİTİF YAKLAŞIM .. hayatın en önemli temeli olmalı .. bazen işe yaramaz ama hep aklın  bir köşesinde olmalı ..

ASLA üzülmeden kurtulamayacağız .. üzülme kavramı hayatımızda hep olacak .. bizlerin yapabileceği şey onu kontrol etmek .. asla ipleri ona kaptırmamak .. yeri geldiğinde haddini bildirmek .. asla ona teslim olmamak ..

VE ÜZENLER .. biliyorsanız hatanızı "ÖZÜR DİLEMEK" güzel birşeydir .. asla erdem değildir .. o nedir ya dini kural gibi sert söylemenin anlamı yok .. özür dilemek asla kişiye birşey kaybettirmez .. hatta karşı tarafı yatıştırıyosa, size inanıyorsa, samimiyetinizi gördüyse, ağzınızda çevirip sonra bir anda ısırdığınız nane şekeri gibi ferahlık verir içinize .. ama asla soğuk su içmeyin üstüne ..

ÜZÜNTÜ .. senle de yaşanırdı ama öyle bir şans pek yok .. az yaşayanlar var seni ama hep orda bi yerde gece avlanan yırtıcılar gibi sotede bekliyorsun .. biliyoruz artık .. ezberledik .. yemiyoruz .. yemiyoruz degil mi insanoğlu?

ÜZÜNTÜ .. seni bile bazen seviyoruz .. nasıl mı? işte o uzun hikaye! ;)

30 Ağustos 2012 Perşembe

bencillik ...

evet hepimizde var .. evet bende de var .. evet karşındakini üzer .. AMA farkındaysan ve düzeltmeye çalışıyorsan işte buna paha biçilmez .. yok inatla sürdürüyorsan o zaman inan sende bir sorun vardır ki çözümü sağda solda değil yine sendedir .. arada uyanmak fena fikir değil!

bencillik neden olur? kısaca maddeleyelim ..

* Kafan çalışmaz, denilenlere hırs yaparsın kendi dik kafana göre, kapanırsın içine, sadece kendi fikirlerin doğrudur. Sebep: Anlamıyorsun ki arkadaş ne deniyor. Yapacak birşey yok. Bu tür bencillik zararsız ama aptallık damgasını yediğin türdendir.

* İnadına bencillik yaparsın .. Sırf karşı tarafı hoşaf etmektir amaç .. Kırıcısındır, umursamazsındır, ileriyi düşünmezsin, nefretlik olursun .. bu da aptallık damgası yediğin türde bir bencilliktir ..

* Karşı tarafın zamanında her türlü tepesine çıkarsın sırf kendini düşünüp, yerden yere vurursun bilir bilmez, kafanın dikine gidersin, üstüne aynı şeyi karşıdaki sana yapınca yağ gibi yukarı çıkıp yine onu suçlarsın .. bu bencillik hem aptalca, hem de bilinçli yapılan tarzdandır .. en rezil bencillik türlerinden biridir .. genelde sonunda karşındakini kaybeder; üstüne de bir bardak soğuk su içersin ..

* Bilinçsiz bencillik .. en tehlikelisidir .. Sebep: Yapında vardır bencillik .. karakterin bozuktur kısaca arkadaş .. sana yapılacak tek şey bir üste olduğu gibi soğuk su içme tavsiyesidir .. AMA sen onu da anlamazsın çünkü senin yapın o suyu bile bencilce bana içirtir ..

* Sabır taşınca yapılan bencillik .. bunun haklı sebepleri de olsa en nihayetinde bencilsin kardeşim .. kendini kandırma .. pis bir insan moduna bürünüyorsun .. kimse yemiyor ..

* Hep verici bencillik .. herkese yardım eder .. her denileni yapar .. herkes tarafından da kullanılmaya açıktır .. ilginç olan bunun da bünyesinde kendini böyle tatmin ettiği için kişisel tatmin bencilliği vardır .. Kişisel tatmin = bencillik .. bazen abartır yardımlarıyla böbünür bile ki tam dayaklıktır ..

* Sevgi bencilliği .. sadece kendisinin sevmesini ister karşısındakini .. sadece onundur o kişi veya her neyse .. kimseyle paylaşmak istemez .. bazen boyut atlar sevdiği şeyle de paylaşmaz .. insanı sıkar da sıkar .. buna da gerzek tarzında bencillik diyebiliriz .. AMA zararı sadece kendinedir .. arada can sıkabilir yenilen baskıdan ..

* En ilginç bencillik .. herşeyin suçunu karşıya atan ve kendine hiç pay çıkarmayan dünya dışı yaratıklarda görmek istediğimiz bencilliktir .. bu tür sabah rahatsız kalkar; gece rahat yatar .. o kadar dengesini yitirmeye meyillidir ki her an alaksız bir noktada, alakasız bir suçlamayla karşılaşmanıza sebep olabilir .. bu türün kaybetmesi kesindir .. AMA bazen sizin de kaybetmenize sebep olabilir ..

* Her konuda kendini haklı gören bencillik .. ilginç ama eğlencelidir .. saçmaladıkça sizi eğlendirir .. eğer kafaya takmazsanız gününüz bir sirke dönebilir .. habire farklı aksyonlarla sizi sizden alır götürür .. sonra da kendi çıldırır ve yıldızı çabuk söner ..

* Becilimsi olmaya çalışan ama beceremeyen bencillik .. bu tür hırs yapar bazen bencilleşmeye çalışır ama yapısı o kadar sosyaldir ki istese de olamaz .. bencillik bile denmeyebilir ama o bencilleşme çabaları sırasında emin olun bayağı koparsınız ..

* Rahatına düşkün bencillik .. her an sadece kendi keyfini düşünen (bana en yakın olan tarz) bencilliktir .. kafasına göre takılır .. herkesi sever ama bi anda da sıkılıp başkasına kaçabilir .. aşık olursa sizi sahiplenir ama haklı sebeplerden sinirlenmeniz doğaldır ama onu dinlemelisiniz (nasıl da yumuşattım? işte bencillik :))

* Cinsel açıdan bencillik .. erkekde de kadında da anlık çıkan ve karşı tarafı uyuz eden bir bencillik türüdür .. tam böyle olaya hazırlanmışsınız; tak karşı taraf vazgeçer .. insanı anlık %1000 sinirlendiren ama sonra bir anda "koy gitsin ya!" moduna sokan şok dalgalı bencillik türüdür

Kısacası daha bir çok türü olan bir kavram olan bencillik, 2 ayaklılara özgü olup, Dünya var olana kadar tek vazgeçilmez huyumuz olacaktır. Hoş, yaşamımızdaki çoğu aksyonu da az biraz ucundan da olsa bencilliğe borçluyuz. Bencillik bile bencil arkadaş! Sömürmeden duramıyor!

29 Ağustos 2012 Çarşamba

geri dönüş ..

bu arada 100 yıl sonra geri dönüş güzel .. bundan sonra bol bol karalarım birşeyler .. herkese keyifli günler!

bir kadını çok beğeniyorum ama söylemiycem ...

bana normal ama çoğu çevremdekine göre "dibine vurduğum" bir hayatım varmış .. o ne demek hiçbir fikrim yok .. inanın pek yorum yapamıycam .. (yerseniz!)

belli konularda evet hep keyfime düşkündüm .. tek yaşamanın verdiği birşey diye düşünüyorum ama etrafımda benle yaşayan biri olsa da pek değişmiyor bu fikir .. bazılarına onu umursamadığım sadece kendimi düşündüğüm anlamına gelse de ve ben de öyle olmadığını habire söylesem de böyle bir durum var ne hikmetse .. insan kendini asla tam anlatamıyor .. bu da en gelir geçer hayat kurallarından biri benden söylemesi .. bir dolu da atasözü aklıma geldi .. sallayın!

başlığa gelince .. dün bir arkadaşımla oturuyordum ve ilk kez ona açıkladım .. kitabımın başlığı bu olacak .. bakalım neler çıkacak .. hayatım boyunca yazarım herhalde .. kadını yaşamak da .. kaybetmek de .. kazanmak da .. birlikte eğlenmek de .. üzülmek de .. vs vs de eğlenceli ise bu kitap bitmez!

bakalım neler çıkacak?!
Powered By Blogger